12 Şubat 2011 Cumartesi

Sen de mi “Nezle”? Peki, öyle olsun…

Kuşlara, keçilere, hayvanlara suçu attıkça attılar ama sonuç hep aynıydı, nezle artık hayatımızdaydı.Etrafımda günden güne nezleye teslim olan insanların sayısı arttıkça ben de aldığım vitamin ve yediğim meyve sayısını arttırdım. Mesela, portakal suyu içtikten sonra, içten içe “yok abi, iyi hissediyorum,doping yaptık işte bir şey olmaz” diyorsun. Tabi hayatta bir çok şeyde olduğu gibi, bu da psikolojik.

Gece mutlu mesut yattığım yatağımdan, sabah 1 şişe içkiyi dün alemde devirmişim de dilim damağım kuru, zor nefes aldığım bir şekilde uyandım. Tabi o uyanılan sabahın güneşli bir Cumartesi olması da ayrı bir kahroluş! Nasıl olabilirdi yahu, haftayı ne güzel insanlardan uzak uzak kurtarmıştık ya işte, hatırlamıyor musun?

Dün gece ben hatırlamasam da sanırım, “nezle” buradaydı ve yamacıma kıvrılıp uyudu. Sonra da sabah sessizliğinde pencere camının buğusuna “hoşçakal” bile yazmadan beni haftasonu yalnızlığına bırakıp yok oldu. Sinsi ve bir o kadar acımasızsın…

Şimdi biraz toparlansam da, demek isterim ki… “Of vücut direncim çok çılgınsın!”